ÖzGüRCe PaYLaş
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


ÖzGüRCe PaYLaş|En Özgür Forum ! |mybb|
 
AnasayfaKapıGaleriLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma

Konuya puan ver

Peygamber efendimizi tanımak

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
Zacky
Vip Üye
81
Rep Kademesi: Vip Üye
Zacky
Cinsiyet: Erkek
ÖzgürcePaylaş.MuTLuFoRuM.oRg :))
Yaş : 34
Kayıt tarihi : 24/09/08
Mesaj Sayısı : 81
Nerden : İzmiR
Lakap :
Peygamber efendimizi tanımak Vide
http://avengedsevenfold.eniyiforum.net
MesajKonu: Peygamber efendimizi tanımak Peygamber efendimizi tanımak Icon_minitimeÇarş. Eyl. 24, 2008 9:05 pm

Peygamber efendimizi tanımak

Her Müslüman, Peygamber efendimizin güzellik ve üstünlüklerini ilmi, ihlâsı ve Ona olan sevgisi kadar derece derece görmekte ve anlayabilmektedir.

Peygamber efendimize vâris olan yüksek İslam âlimleri ise Onu bütün güzellikleriyle görmüş ve âşık olmuşlardır. Bunların en başında Ebu Bekr-i Sıddık gelmektedir. O, Resulullah efendimizdeki nübüvvet nurunu görmekte, Onun üstünlük, güzellik ve yüksekliklerini idrak ederek, Ona âşık olmakta öyle ileri gitmiştir ki, başka hiçbir kimse Ebu Bekr-i Sıddık hazretleri gibi olamamıştır. Bir keresinde, Bütün iyiliklerimi, sizin bir sehvinize (yanılmanıza) değişirim buyurmuştu.

Resulullah efendimizin güzelliğini en iyi görüp anlayan ve anlatanlardan biri de, müminlerin annesi Hazret-i Âişe idi. Âişe validemiz âlime, müctehide, akıllı, zeki ve edibe idi. Gayet belig ve fasih konuşurdu. Kuran-ı kerimin manalarını, helal ve haramları, Arap şiirlerini ve hesap ilmini çok iyi bilirdi.

Resulullah efendimizi öven şu iki beyti Âişe validemiz söylemiştir:

Ve lev semia ehlü Mısra evsafe haddihi
Lema bezelu fi sevmi Yusüfe min naktin.
Levima Zeliha lev reeyne cebinehu
Le aserne bilkatil kulubi alel eydi.

Eğer Mısırdakiler, Peygamber efendimizin yanaklarının güzelliğini işitmiş olsalardı, güzelliği dillere destan olan Yusuf aleyhisselamın pazarlığında hiç para vermezlerdi. Bütün mallarını, onun yanaklarını görebilmek için saklarlardı. Zeliha'yı Yusuf aleyhisselama âşık oldu diyerek kötüleyen kadınlar Resulullahın parlak alnını görselerdi ellerinin yerine kalblerini keserlerdi de acısını duymazlardı.

Yine Âişe validemiz buyuruyor ki:
Bir gün Resulullah mübarek nalınlarının kayışlarını çakıyordu. Ben de iplik eğiriyordum. Mübarek yüzüne baktım. Parlak alnından ter damlıyordu. Ter damlası, her tarafa nur saçıyordu. Gözlerimi kamaştırıyordu. Şaşakaldım. Bana doğru bakıp; Sana ne oldu ki böyle dalgın duruyorsun? buyurdu. Ya Resulallah! Mübarek yüzündeki nurların parlaklığına ve mübarek alnındaki ter tanelerinin saçtıkları ışıklara bakarak kendimden geçtim dedim. Resulullah kalkıp yanıma geldi. Gözlerimin arasını (alnımı) öptü ve; Ya Âişe! Allahü teâlâ sana iyilikler versin! Beni sevindirdiğin gibi, seni sevindiremedim buyurdu. Yani, senin beni sevindirmen, benim seni sevindirmemden çoktur, dedi. Hazret-i Âişe'nin mübarek gözlerinin arasını öpmesi, Resulullah efendimizi severek, Onun cemalini anlayarak gördüğü için aferin ve takdir olmaktadır.

Resulullah efendimizin Kur�an-ı kerimde geçen isimlerinden biri de Yasin suresindeki Yasin kelimesidir. İslam âlimlerinin büyüklerinden olan Seyyid Abdülhakim-i Arvasi hazretleri; �Yasin, ey benim muhabbet deryamın dalgıcı olan habibim, demektir� buyurmuştur. Bu deryanın ismini duyanlar, uzaktan görenler, yakınına gelenler, içine girip nasibi kadar derine inenlerin hepsi, ömürlerinin her safhasında Resulullah efendimizin aşkı ile yanıp tutuşmuşlar, yanık feryatlar, içli gözyaşları ve yakıcı mısralarla bu aşklarını dile getirmişlerdir. Bunların içinde en büyük ve meşhurlarından olan ve bu muhabbet deryasından büyük pay sahibi olan Mevlana Halid-i Bağdadi hazretleri de Sevgili Peygamberimize olan muhabbet ve aşkını dile getirdiği kasidelerinden birinde şöyle demektedir:

Server-i âlem, sana âşık olup da, yanarım!
Her nerede olsam, o güzel cemalin ararım.

Kâbe kavseyn tahtının sultanı sen, ben hiçim,
Misafirinim dersem saygısızlık sayarım.

Her şey cihanda senin şerefine bilirim,
Rahmetin yağsa bana her gün olur baharım.

Herkes Kâbe�yi tavaf için gelir Hicaz�a,
Sana kavuşmak için ben dağları aşarım.

Saadet tacına kavuştum ben rüyada.
Yağın toprağı serpildi yüzüme sanarım.

Dostunu öven âşıkların bülbülü, ey Cami!
Divanında şu yazılar, oluyor, tercümanım.

Dili sarkmış, susuz kalmış, uyuz bir köpek gibi,
Senin ihsan denizinden bir damla arzularım.

Muhammed Masum hazretleri buyuruyor ki:
(En büyük saadet, iki cihanın en üstün insanı olan Muhammed aleyhisselama tâbi olmaktır. Cehennem azabından kurtulmak için, Allahü teâlânın seçtiği sevdiği insanların reisine uymak gerekir. Cennet nimetlerine kavuşmak, Ona tâbi olanlara mahsustur. Allahü teâlânın sevgisine kavuşmak için, Ona tâbi olmak şarttır. Ona uymayanların tevbeleri, zühdleri, tevekkülleri ve duaları kabul olmaz. Onun yolunda olmayanların zikirleri, fikirleri, şevkleri ve zevkleri kıymetsizdir. Peygamberler, Onun hayat veren deryasından bir kadehe kavuşmakla, o derecelere yükselmişlerdir. Evliya, Onun sonsuz deryasından bir yudum içmekle muratlarına ermişlerdir. Yeryüzündeki melekler, Onun hizmetçileri, göklerdekiler, âşıklarıdır. Her şey, Onun şerefine yaratılmış, bütün varlıklar, Onun mübarek ruhundan feyz almışlardır. Allahü teâlânın varlığını O açıklamış, her şeyin yaratanı, Onun rızasını almak istemiştir. Ona ve Onun Âline ve Eshabına bizden dualar olsun. O yüce Peygamber, hepimizden razı olsun!){
Zacky ; Kullanıcısının İmzası
}
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Peygamber efendimizi tanımak

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ÖzGüRCe PaYLaş :: İsLam Dini BöLümü :: Dini Bilgiler -