Tolerans, kimi zaman bireylerin karakterlerindeki erdem olarak düşünülse bile, kimi zaman da sizi tüketen ve üzen durumlar oluşturabilir. Ayrıca bir o kadar da ufak ve önemsiz gözüken durumlardır. Sızıntı yapan bir musluk, inik bir araba lastiği ya da ulaşmak istediğinizde hep kapalı olan cep telefonları. Bazen problem yaratan yönetici ve iş arkadaşları, limitini aşmış kredi kartları veya sizi dinliyor gibi görünen ama asla dinlemeyen dostlarınız gibi daha da büyük sorunlar olabilir. Bu durumda tahammül etmek ve toleranslı olmak daha zor bir hal alır. Büyük veya küçük, her ne şekilde ve neden kaynaklanırsa kaynaklansınlar, bu tip tolerans gerektiren durumlar, bizim günümüzü yaşamamızı ve yaşadığımız hayatta özgür olmamızı engelleyici durumlardır. İnsanlar genellikle farkında olmadan birçok duruma karşı fazla toleranslı davranıyorlar. Kimi zamansa gelecek kaygısıyla hoşnutsuzluk yaratan durumlara karşı toleranslı olmak zorunda kalıyorlar. Sürekli tolerans hakkında asıl gerçek bu tip durumların bizi, birçok şeyden alıkoyduklarıdır. Bunun dışında;
Üzüntü yaratırlar,
Boşa vakit harcamamıza neden olurlar,
Boş yere yorulmamıza ve strese girmemize neden olurlar,
Kendinimize olan güvenimizi ve inancımızı zedeleyebilirler,
Tolerans kavramını rayına oturtup, toleranslı olmanız gereken durumlarla, bunu gerektirmeyen durumları ayırt edebilirseniz, anı yakalamanız ve kendinizi daha rahat hissetmeniz mümkün olacaktır. Ayrıca bir süre sonra dikkatinizi sürekli dağıtan birçok noktadan da kurtulduğunuzu farkedeceksiniz. Bu nedenle yapılması gereken ilk şey, nelere karşı sürekli toleranslı davrandığınızı anlamaya çalışmaktır. Daha sonrasında bunların cidden tolere etmeniz gereken durumlar olup olmadıklarını irdelemelisiniz. Sizi rahatsız eden ve tolerans gösterdiğiniz on konuyu not ettiğiniz bir liste hazırlayın. Bu toleransların küçük ya da büyük olması önemli değildir. Sonra bu listeyi temizlemeye başlayın. Öncelikle çözümü kolay olanlardan başlayın. Cep telefonunuzun arızası, uzaktan kumandanızın bitmiş pilleri ya da sürekli damlayan mutfak musluğu gibi..
Sonraki aşamada biraz daha hayatınızda kemikleşmeye yüz tutmuş ve sizi sinirlendirip üzdüğü halde tolerans göstermeye devam ettiğiniz noktaları olabileceği kadar çözümlemeye çalışın. Bir süre sıkıntılı çekseniz bile, sonrasında hayatınızın daha eğlenceli, daha stressiz ve daha yaşanası olacağını göreceksiniz.
Bir diğer sıkıntı yaratan nokta da, geçmişle hesaplaşmadır. Tolerans daha çok somut durumlara verdiğimiz tepkidir. Bizim dışımızda gelişen durumlardır. Geçmişle hesaplaşma ise daha çok şahıslara ve olaylara karşı hissedilen rahatsızlık halidir. Kişiye özel iç sorunlardır. Bu durumlarda kişi ya kendini ya da bu sorunu ona açan şahısı affedemez. Ayrıca bu tip durumlar genellikle kişinin ruh haliyle de paralel ilerlediği için, yarattığı sıkıntının boyutları daha büyük ve daha zor çözümlenebilir olabilir. Bunun yanısıra sürekli olarak, gerek kişinin kendisi, gerekse çevresindeki insanların yaşadığı sorunları görüp eskiyi hatırlaması nedeniyle tekrarlanmaları da mümkündür. Bu tekrarı sağlayan hisler, pişmanlık, vicdan azabı, suçluluk, öfke, utanç gibidir. Bu duruma eşlik eden genellikle inkar ve sonrasındaki üzüntüdür. Bu nedenle iş hayatında ve özel hayatta oluşan sorunlar çözümlenmemişlerse, her zaman kişiye sıkıntı yaratcaklardır.
Peki sorunların gerçekten aşıldığını ve çözümlendiğini nasıl anlayacağız? Eğer hayatımızda karşımıza çıkmasından çekindiğimiz bir kişi veya düşünmeyi reddettiğimiz bir konu varsa, bunlar hala çözümlenmemiştir. Bunlardan nasıl kurtulacağız? Biri sizi üzdüyse onu affedin. Bu, o kişinin davranışlarını doğru yapmaz, sadece sizin hayatınıza devam etmenizi kolaylaştıracaktır. Hayatınızda yarım kalmış hiçbir konu kalmayınca, ilerlemek için önünüzde birçok fırsat olduğunu göreceksiniz. Anı zamanda kendinize olan güveniniz artacak; çünkü artık yapabileceğiniz en iyi şey olan geçmişi geride bırakmayı başardığınızı bileceksiniz. Unutmayın, başarılı olmak için atılması gereken ilk adım, geçmişle oyalanmak yerine yaşadığınız anla ilgilenmektir.{